11 Şubat 2013 Pazartesi

Asker Kahvaltısında İçilen Çay


lise yurtlarında içinleninden pek farkı olmayanmış. aynı demir bardağın içindeki çayın sıcak ve şekersiz olanını içer liseyi yatılı okuyan insanlar. kahvaltılık olarak verilen reçel, bal, tereyağı, krem peynir, çikolata gibi şeyleri ısıtıp ekmeğe sürülür hale getirmek için üstüne, altına, yanlarına dizerdik. üsttekiler içine düşmesin diye mühendislik harikası yöntemler kullanırdık. bu demir bardakların bazılarının ağız kısmı keskinleşmiş veya bir sebeple pürüzlü oluyordu. sabah bu bardaklarla çay içip dudakları yara içinde dolaşan öğrencilerden görürsünüz yatılı bir lise veya ilkokula giderseniz. bu öğrenciler bir garip ama; sabah çayı içerken dudaklarını kızartıyor, bazen dağlamaya benzer bir şekilde bere içinde bırakıyor ve hemen ardından da soğuk okul bahçesine çıkıp sabah rüzgarını yüzünde yiyerek dudak kenarlarını taşlatmış bir hale büründüyor, yine de vücudunun alışkın olduğu bu durumdan şikayetçi olmuyor. bir takım kremlerin de takviyesiyle ortalıkta 1-2 gün o vaziyette dolaşıyor.

bu öğrenciler yine garip ki bu bardaklardan şaka bile çıkartabiliyorlar: sabahları çok kısa sürede insanlar büyük kuyruklar oluşturur kahvaltı tabldotu almak için. tuvalette, lavaboda işi olsa da sıraya girip tabldotunu masasına koyduktan sonra gider işini görmeye. masasındaki arkadaşları olay çıkma ihtimalini de göz önünde bulundurarak arkadaşları gelesiye kadar çayını tuzlar. kurban masaya geri geldiğinde çayını bir müddet karıştırsa da kaşığına sürten tanecikleri uykulu olduğu için umursamaz ve içiverir. işte bu andan itibaren kurbanın karşısında yemek yiyen insanın başına tuzlanmış şeker püskürtülür bir süre. kurban ve karşısındaki insan şakacı ekibe savaş açar ve çoğunlukla da kazanır. olaylar genellikle yemek masasında biter fakat bazen işler istenildiği gibi gitmez ve pansiyon müdür yardımcısının odasında yenen dayak ve 1-2 haftalık evci ve çarşı izinlerinin iptaliyle sonlanır.

by great saiyaman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder